06.10.2021
Sevil Balaban - Nyxmag
Nur Ger, İstanbul’da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi’nin 310 kişilik öğrenci mevcudunda yer almış ikinci 10 kızdan biri olan Nur Ger, liseyi on ikinci sınıfta AFS Bursu ile gittiği Amerika’nın Texas eyaletindeki Lamar Lisesi’nde bitirdi. Ger, lisans diplomasını 74-78 döneminde Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden, yüksek lisansını ise iki sene sonra aynı üniversitenin Ekonomi ve Uluslararası Dış İlişkiler bölümünden aldı. Çalışma hayatına çok erken yaşta başlayan Ger, her zaman kendi şirketini kuracağının bilinci ve hayali ile hareket etti ve ilk şahıs şirketi Birlik Ticaret’i 1976 yılında kurdu. 1983-86 yıllarında kısa bir dönem hazır giyim firmalarında yönetici ve ortak pozisyonlarında yer aldıktan sonra 1986 yılında halen Yönetim Kurulu Başkanı olarak hizmet verdiği tekstil ihracat firması SUTEKS’i kurdu.
TÜRKİYE KONFERANS TERCÜMANLARI DERNEĞİ-KADER, TESEV ve KAGİDER‘in ise kurucu üyesidir. Kadınların, kamu ve özel sektörde tüm profesyonel alanlara katılım sağlaması hedefi doğrultusunda çalışan Ger, TÜSİAD‘da Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu’na başkanlık yapmıştır.
Yönetim kurulu başkanlığını yaptığı SUTEKS’in insan odaklı ve kadın erkek eşitliği gözeten kurumsal iş modeli 2013 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Kadını güçlendirme Prensipleri (WEPs) yarışmasında onur ödülü kazanmıştır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kavramının ülkemizdeki erkeklerin zihniyet dönüşümünü başlatmak üzere, 40 erkekle birlikte Yanındayız Derneği’nin kurulmasına öncü oldu.
Nur Ger ile ilham veren hikayesini ve Yanındayız Derneği’ni konuştuk.
Çocukluk yıllarımdan beri mücadeleci, araştırmacı ve söyleneni önce kendi süzgecimden geçirip sonra savunan bir kimliğim. Galatasaray Lisesi’nde karma eğitime geçişte 450 erkek öğrencinin arasında okula alınan ikinci kız öğrenciydim. Ne yönetim ne hocalar ne de öğrenciler tarafından kız öğrenciler katiyen istenmiyordu. O dönem Galatasaray’da antifeminen bir dönem yaşanıyordu. Kız öğrencilerin okul kültürünü bozduğu düşünülüyordu. Azınlık psikolojisini ve cinsiyet ayrımcılığını deneyimlemek bende daha mücadeleci bir ruhu pekiştirdi. Bugün kadın-erkek eşitliği konusunda çalışıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği savunuculuğu yapıyor isem bunun temeli Galatasaray’da karma eğitime geçildikten sonra tanıklık ettiğim değişikliklerdir.
Ben hep sivil toplumcu oldum. Meseleye kadın, erkek fark etmeksizin önce “insan” olarak bakıyorum. Bunun temelinde insan olmaktan doğan; düşünce ve fikir özgürlüğü, kendini var etme, istediklerini yapma ve toplumda kendi gibi düşünmeyenlere saygı gösterme gibi değerler var. Ben kendi işimi kurarken destek görmedim, “Bu kadının burada ne işi var” sorularıyla, hatta geleneksel birtakım dirençlerle karşılaştım. İçinde bulunduğumuz erilleştirilmiş toplumsal yapı gelişmemizde çok büyük bir engel. Kadın işveren olarak 1970’li yıllarda çalışma hayatına adım attığımda, hep bir görünmez cam duvarın olduğunu gördüm. İnsanlar için o dönem kadınların çalışma hayatında var olmaları alışılmadık bir durumdu ve temkinli yaklaşma ihtiyacı hissediyorlardı. Günümüzde bile benzer sorgulamalar yaşanabiliyor. Bir kadın girişimci olarak o zamanlar yaşadığım problemlerin tamamını bugün diğer kadınlar da yaşıyor. Benim de motivasyon kaynağım bir kadın olarak bu işi yapamayacağımı söyleyen ataerkil zihniyetli kişiler oldu.
YANINDAYIZ, toplumsal cinsiyet eşitliği savunusunu yapmak üzere yola çıkan ve “Kadınların YANINDAYIZ” diyen bir dernek. Hedef kitlesi ve rol modelleri erkekler. Erkeklerden erkeklere köprü olmak amacıyla kurulan Türkiye’deki ilk sivil toplum kuruluşu. Dünyada iki örneği daha var. İlki Brezilya çıkışlı ve Amerika merkezli, pek çok ülkede şubesiyle birlikte çalışma yapan “Promundo” diğeri ise Avustralya’da kurulan “Champions of Change Coalition”.
YANINDAYIZ’da temel amacımız toplumsal cinsiyet eşitliğinde tam eşitliğe gidilecek yolda özellikle erkeklerde zihniyet ve davranış değişimini yaratmak. Ekonomide ve toplumda karar vericilerin, yasa koyucuların ağırlıklı erkekler olmasından dolayı zihniyet değişiminin erkeklerden başlamasının şart olduğunu düşünüyoruz. YANINDAYIZ’ın amacı başta kadına yönelik şiddetin sonlanması olmak üzere, eğitim, sağlık, çalışma hayatı, ev emeğinde ortaklık gibi hayatın tüm alanlarında tam eşitliğin sağlanması için farkındalığı artırmaya yönelik faaliyetler sürdürmektir.
Kadın istihdamını artırmak için şirket değerleri ve organizasyon kültürü toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde şekillenmeli, yönetim birimi kadın ve erkek eşitliğine duyarlı bir hale gelmeli, kapsayıcılık ilkesine dayanan stratejiler oluşturulmalı, kesinlikle ve kesinlikle cinsiyet kotası uygulanmalı, “kadınlara özgü” veya “erkeklere özgü” kabul edilen işlerde tam tersine erkeklerin veya kadınların çalışması teşvik edilmeli; kadınların annelik izinlerini kanunlara uygun bir şekilde kullanmaları, erkeklerin de babalık izinlerini kullanmaları teşvik edilmeli. Yani özetle, şirketler ve kurumlar kadın dostu politikalar geliştirmeli ve bunları bir an önce uygulamaya geçirmeliler. Özellikle kreşler ve çocuk bakım hizmetinin önemi burada öne çıkıyor. Her bölgede çalışmak isteyen kadınların çocuklarını gönül rahatlığı içinde teslim edebileceği kreşler olması gerekiyor. AVM’lere yeni yapılan konut projelerine kreş zorunluluğu konmalı.